Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

OCAM SENİ UNUTMAYACAĞIZ BE YA..

Yazının Giriş Tarihi: 20.04.2024 11:13
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.04.2024 11:13

Öğretmenlerin kaybı öğrencileri için zordur. Hele o öğretmeniniz öğrencilerinde iz bırakmışsa. İlkokul ve lise dönemleri unutulmazdır. Bir öğrenci birçok üniversite okuyabilir, ama asla bir daha liseli olamaz.

Lise yılları herkesin hayatında mutlaka en güzel hatıralarla doludur.

'... Ben lisedeyken' diye başlayan cümleleri vardır hep.

İşte şimdi bende bu sabah uyandım ve sevgili tarih hocamız Vedat Koldaş 'ı kaybettiğimizi öğrendim. Dışarıda yağan yağmur gözyaşlarıma karıştı.

Lise yıllarıma gittim yine, bir ders yılı başında yeni gelen Tarih hocamız Vedat beyi sınıfta "Ben Vedat Koldaş. Tarih öğretmeninizim. Trak' ım.. dediğinde sınıfın" Trak ne demek Hocam"diye sormasıyla Trakyalıyım, Babaeski. Bizim konuşmamız biraz farklıdır. Bunu zamanla göreceksiniz 'diye cevapladığını anımsadım.

İyi bir tarih öğretmeniydi. Ders anlatırken sert ve disiplinliydi.O mavi gözleri çok ender gülümsediğinde çok parlardı bir an. Ve O Trak konuşmaları. H harfıni söylemezdi. Düşünsenize Tarih dersinde H harfini söylemeden konuşan anlatan bir hoca.

Ümanizm(Hümanizm.)Açlı seferleri(haçlı seferleri) ve arkadaşlarımızdan Hüseyin'i Hasan 'ı çağırırken(Üseyin, Asan)..

Bu şive o kadar hoşumuza giderdi ki.. Genelde her Tarih dersi sonunda teneffüse çıkarken seslenirdik arkadaşlar a(Atice, Üsen, Asan... Ümanizim)

 Tarih dersi sıkıcılığını Vedat hocamızın bu şivesiyle eğlenceli ve keyifli hale gelmişti.

Ama en etkilendiğim ve onunla ilgili unutamadığım tek üzücü bir anım var. Okul tatil olmuştu, yaz tatili. Biz sevinçle yeni bir sınıfa başarıyla geçmenin ve tatilin tadını çıkarmaya hazırlanıyorduk. Her zamanki gibi sahilde gezmek, eğlenmek için sözleştik. Öğle saatleriydi, buluştuk ve sahilde yürümeye başladık. Kaya Aldoğan lisesine dönen yolun tam karşısında şimdiki el heykelinin oraya doğru yürürken, sevgili  Rauf ve Tamer önden yürüyordu birden bize döndüler "Millet Vedat Hoca değil mi şu adam” diye önünde tezgah su satan birini gösteriyorlardı. Şok olmuştuk." Evet evet O, Vedat hoca"diye birbirimize söylüyorduk. Öylece kalakalmıştık. Bizi görmesin, bizim onu gördüğümüzü görmesin,ne yapalım diye soruyorduk birbirimize.

Çok üzülmüştük hepimiz. Öğretmenimiz su satıyordu. Neden?

2 çocuğu ve evini geçindirmek için aldığı maaş yetmiyordu. Ve su satmak zorunda kalmıştı. Gezme sevincimiz, heyecanımız sönmüştü. Sıcağın altında su satan öğretmenimiz. Geri döndük, parka oturduk ve herkes sus pustu. Öğretmenimizi su satmaya iten sistemi sorguladık kendi aklımızca. Utanmıştık. Su sattığı için değil, O'nu o halde gördüğümüz ve onu o hale getirenlerin olmayan utancından utanmıştık. Ne zaman dışarı çıkıp dolaşsak, onu görünce yolumuzu değiştirdik, önünden geçmedik. Bakamadık o tarafa. Yaz tatili bitip, okullar açılınca her zamanki gibi kahverengi takım elbisesi ve kravatıyla bize Tarih anlatan sevgili hocamıza bu sefer farklı bakıyorduk. Her Üseyin, her H harfini söyleyemediği anlarda artık gülüşmüyorduk.

Yıllar geçti, hepimiz mezun olduk. Zaman zaman yolda karşılaştık. Diğer öğretmenlerimizle buluştuğumuz gecelerde birlikte rakı içtik.Hangi öğrenci öğretmenleriyle karşılıklı rakı içer ki? Bizleri  hoşgörüyle karşıladılar. Ama tuhaf olan rakı içtik ama sigara içemedik karşılarında. Belki lisedeki klasik sigara aramaları ve öğretmenlerin karşısında sigara içilmez zihniyeti beynimize kazınmıştı. Çakırkeyif olunca onu evine bırakacak kadar oğulları kızları olduk öğretmenlerimizin. Geçen yıl yine bir nisan sabahı işe gidiyordum, dolmuştan indim Grup sitesinin önünde. Yürürken ofise doğru Vedat Hocamı gördüm. Elinde alışveriş poşet "Yeşim güzel kızım" diye tanıdı beni hemen. O mavi gözleriyle gülümseyerek. Hemen elini öptüm. Alışveriş torbalarını aldım "Hocam birlikte yürüyelim "dedim. İstemedi, yakın ev falan dedi. Bırakmadım. Grup sitesine doğru yürürken bana" seninle gurur duyuyorum, güzel yazılar yazıyorsun. Sizler hepiniz iyi kızancıklardınız.Kaya Aldoğan Lisesi iyi bir liseydi.Sizler beni hiç üzmediniz"dedi.Evinin önüne gelmiştik. Papatyalar doluydu. "Bak dedi.. Her taraf papatya dolu.Bana çocukluğumu, Babaeski'yi hatırlatıyor"elini öptüm poşetleri verdim... Ofise geri dönerken O'nu uzun zaman sonra görmüş olmanın sevinci içindeydim.

Yine bir Nisan sabahı.. Onu kaybettiğimiz haberi, yağmur yağıyor. Belki kaybedilen bir öğretmene ağıt gibi. Ve öğrendiğim bir haber. Cenaze töreni yapılmayacak, bedenini üniversiteye kadavra olarak bağışlamış.

Boğazıma bir yumru takıldı. Tıp öğrencilerine ders verecek bu sefer kendi bedeniyle.

Biz sizi üzmedik Hocam, ama siz bizi bir Nisan sabahında üzdünüz.

Üsen, Asan, Atice, Ümanizim.... ler babasız kaldı. Babaeski değerli bir evladını, Kaya Aldoğan Lisesi harika bir öğretmeni, bizler Sevgili Tarih Hocamızı kaybettik.

Huzurla uyuyun. Cennetteki öğretmen ve arkadaşlarımıza bizden selam ve sevgilerimizi söyleyin.

Orada en güzel papatya tarlalarında o mavi gözlerinizle gülümsediğinizi biliyorum artık.

Manevi şahsiyetiniz önünde saygı ve sevgiyle eğiliyorum.

BİZ SİZİ ÇOK SEVDİK BE YA.. ❤????❤

Öğrenciniz

Yeşim Akıncı

20 Nisan 2024

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.