Aydın’da süren ve Kuşadası’nı yakından ilgilendiren bir dava var. 2009 – 2012 yılları arasında İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesinin bazı çalışanları, yasa dışı dinleme yapmış.Bir çok masum vatandaşın kimlik bilgilerini yazışmalarda “Terör örgütü üyesi” olarak göstererek telefonlarını dinlemiş.
Kuşadası’ndan dinlendiği tespit edilen iki isim dikkat çekici. Biri hamamda çalışan, diğeri emlakçı iki kadın.Sadece onlar değil, onlarca tanınan, bilinen, saygın isim de aynı yöntemle dinlenmiş. Savcı iddianamesinde dinlemeleri yapanların amacını ‘….ilgili kişilere yönelik ileride örgütün amaç ve hedeflerine hizmet etmeye yarayacak ve şantaj unsuru olarak kullanılacak bilgileri elde etme…’ diye belirtmiş. Dinlemeleri yapanlar ise iddialara göre FETÖ/PDY örgüt mensubu polislermiş..
Aynı dönem Kuşadası geldi hemen gözlerimin önüne..Mustafa Esen Kaymakam, Olcay Yakup İnankur Emniyet müdürü, Esat Altungün ise Belediye Başkanıydı. Muhaliftim ve üçü de beni zerre kadar sevmiyordu. Daha o dönem Kuşadası’ndaki benzer bir yapılanmanın telefonlarımı dinlediğini, beni izlediğini adım gibi biliyordum. Sadece ben mi? Ünlü ve zengin turizmciler. Bazı Oda başkanları, bazı bürokratların da aynı yöntemle dinlendiğine eminim..
Bunu defalarca gündeme getirdim, kimileri bulaşmaya korktu, kimileri dikkate almadı. Veya “Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” mantığı ile hareket ederek kulaklarını tıkadı.
Bu gün hala her önüne geleni tehdit eden, şantajlarla, sosyal medyada yargısız infazlar yapan çapulcu çetesi, Belediye finans kaynağı ile o dönemde kuruldu. Yine Belediye kaynaklarıyla gazetelerde bir çok kişi hakkında linç kampanyaları yürütüldü.
Günümüzde FETÖ/PDY olarak adlandırılan yapılanmanın yayın organlarına, şirketlerine o dönemde Belediye kasasından yüz binlerce lira ödendi. İlginçtir tüm bunlar olurken, onca belge, iddia ve müfettiş raporlarına rağmen dönemin Belediyesi her soruşturmadan sıyrıldı.
Ve yine ilginçtir, Kuşadası’nda fuhuş bu dönemde patladı. Toplumsal huzur bozuldu. Kuşadası’nın tarihi yazıldığında, hiç de olumlu hatırlanmayacak bir süreç yaşandı. Yaşadıklarım ve mesleki tecrübelerimle söyleyebilirim ki, o dönem tıpkı Aydın’daki gibi mercek altına alınırsa çok daha büyük ve önemli bulgulara ulaşılır.
Dönemin mağdurları adına bu yapılmalı. Birileri buna önayak olmalı, üzerine gitmeli.
Cumhuriyet Savcıları; Mağdurlar, kabus yaşayanlar, başına çorap örülenler adına, SÖZ SİZİN !
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Latif Sansür
SUÇ:ŞANTAJ İÇİN YASA DIŞI DİNLEME
Aydın’da süren ve Kuşadası’nı yakından ilgilendiren bir dava var. 2009 – 2012 yılları arasında İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesinin bazı çalışanları, yasa dışı dinleme yapmış.Bir çok masum vatandaşın kimlik bilgilerini yazışmalarda “Terör örgütü üyesi” olarak göstererek telefonlarını dinlemiş.
Kuşadası’ndan dinlendiği tespit edilen iki isim dikkat çekici. Biri hamamda çalışan, diğeri emlakçı iki kadın.Sadece onlar değil, onlarca tanınan, bilinen, saygın isim de aynı yöntemle dinlenmiş. Savcı iddianamesinde dinlemeleri yapanların amacını ‘….ilgili kişilere yönelik ileride örgütün amaç ve hedeflerine hizmet etmeye yarayacak ve şantaj unsuru olarak kullanılacak bilgileri elde etme…’ diye belirtmiş. Dinlemeleri yapanlar ise iddialara göre FETÖ/PDY örgüt mensubu polislermiş..
Aynı dönem Kuşadası geldi hemen gözlerimin önüne..Mustafa Esen Kaymakam, Olcay Yakup İnankur Emniyet müdürü, Esat Altungün ise Belediye Başkanıydı. Muhaliftim ve üçü de beni zerre kadar sevmiyordu. Daha o dönem Kuşadası’ndaki benzer bir yapılanmanın telefonlarımı dinlediğini, beni izlediğini adım gibi biliyordum. Sadece ben mi? Ünlü ve zengin turizmciler. Bazı Oda başkanları, bazı bürokratların da aynı yöntemle dinlendiğine eminim..
Bunu defalarca gündeme getirdim, kimileri bulaşmaya korktu, kimileri dikkate almadı. Veya “Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” mantığı ile hareket ederek kulaklarını tıkadı.
Bu gün hala her önüne geleni tehdit eden, şantajlarla, sosyal medyada yargısız infazlar yapan çapulcu çetesi, Belediye finans kaynağı ile o dönemde kuruldu. Yine Belediye kaynaklarıyla gazetelerde bir çok kişi hakkında linç kampanyaları yürütüldü.
Günümüzde FETÖ/PDY olarak adlandırılan yapılanmanın yayın organlarına, şirketlerine o dönemde Belediye kasasından yüz binlerce lira ödendi. İlginçtir tüm bunlar olurken, onca belge, iddia ve müfettiş raporlarına rağmen dönemin Belediyesi her soruşturmadan sıyrıldı.
Ve yine ilginçtir, Kuşadası’nda fuhuş bu dönemde patladı. Toplumsal huzur bozuldu. Kuşadası’nın tarihi yazıldığında, hiç de olumlu hatırlanmayacak bir süreç yaşandı.
Yaşadıklarım ve mesleki tecrübelerimle söyleyebilirim ki, o dönem tıpkı Aydın’daki gibi mercek altına alınırsa çok daha büyük ve önemli bulgulara ulaşılır.
Dönemin mağdurları adına bu yapılmalı. Birileri buna önayak olmalı, üzerine gitmeli.
Cumhuriyet Savcıları; Mağdurlar, kabus yaşayanlar, başına çorap örülenler adına,
SÖZ SİZİN !