Kuşadası’nda son yıllarda “Medya Teröristleri” boy göstermeye başladı. Çıkarlarına dokunan, hoşlarına gitmeyen, susturmak istedikleri herkese hakaret ediyorlar. Tehdit, şantaj, karalama ve çamur atarak sindirmeye çalışıyorlar. Akla hayale gelmeyen senaryolar hazırlıyor, her türlü seviyesizliği marifet sanıyorlar. Grup halinde hareket ediyor, bir merkezden yönlendiriliyorlar. Hepsinin ortak noktası geçmiş dönem Belediyesinden nemalanmış olmaları.
** *** **
Esat Altungün dönemi Belediye dosyalarını açmaya başladıktan sonra, söz konusu ekibin hedefi ben oldum. Bekliyordum. Şaşırmadım.
Yazdıklarım ve bundan sonra da yazacaklarımın tümü belgeli. İtiraz edemiyorlar, yalanlayamıyorlar, Savcılığa, mahkemelere koşamıyorlar.
Onun için en iyi bildikleri şeyi yapıyorlar. Çamur atıyorlar, tehdit ediyorlar, sindirmeye çalışıyorlar. Kendi ürettikleri yalanları gerçekmiş gibi kamuoyuna yutturmaya çalışıyorlar.
** *** **
Önceki dönem Belediyesinde entrikanın en fazla döndüğü Basın bürosunda görev yapmış ve şimdilerde o ekibin sözcülüğünü yapan İsmail Dilşen, Sosyal Medyada Nazmi Karaca sahte ismiyle bana suçlamalarda bulunuyor. Bu çamurları onu yönlendiren ağabeyleri yıllardır dile getiriyor. Yanıtını alıyor, bir süre sonra tekrar ısıtıp ısıtıp gündeme getiriyor.
Ve her defasında yanıt bekliyorlar. Alın size bir kez daha yanıt:
1-Benim şirketimin geçmişte, (1994 Öncesi) Kuşadası Belediyesine mal sattığımı, müfettişlerin denetlemede paraları geri ödeme cezası verdiğini, sahtekarlık yaptığımı söylüyorlar.
Sahtekarlık konusunda kendileriyle karıştırıyorlar. Bu söylediklerini ispatlayan belgeleri, tıpkı benim yayınladığım gibi yayınlamayan (hakaret etmek istemiyorum) yalancıdır.
2-Soyadını neden değiştirmiş? Soyadımı değiştirmedim. (U) harfine iki nokta ekleterek (Ü) yaptırdım. Mesleğime uysun diye “Sansur” iken “Sansür” oldu.
3-Devlet Güvenlik Belgesi alamamışım. İsmail Dilşen, akıl hocası ağabeyleri ve tüm Belediye kenelerine soruyorum, benim alamadığım ve sizde var olan Devlet Güvenlik Belgesini gösterir misiniz? Bu nasıl bir belgeymiş ki ben alamamışım.
4-“Hangi olaylara karışmış” diyerek imada bulunuyorlar. 30 Yıldır Kuşadası’nda kesintisiz gazetecilik yapıyorum. Bu güne kadar basın davaları dışında tek bir mahkemede yargılanmadım. Kimsenin karısını kızını taciz etmedim. Telefon sapıklığı yapmadım.Kimseyi dolandırmadım. Sahtekarlık yapmadım. Çalıştığım gazetenin reklam paralarını yediğim için kovulmadım. Birlikte çalıştığım siyasiye ait arabayı patates mühürle satmadım. Yasadışı hiçbir olayla ilgili gözaltına alınmadım, evim aranmadı. Üstüne üstlük, Cumhurbaşkanları, Başbakanlar,Bakanları takip ederek görevimi yaptım. Ve hala alnım açık, başım dik gazetecilik görevimi sürdürüyorum.
5-9 Bin liraya nasıl daire aldı? Son soru bu. Tam 19 yıl önce aldığım evimi kastediyorlar. Dönemin parasıyla 9 Milyara aldım. Zaten o dönemde evi aldığım sitede evlerin fiyatları 7 ile 12 milyar arasında değişiyordu. Evi aldığım müteahhitler sağ, dileyen gidip belgesini ve detay bilgilerini alabilir.
İsmail Dilşen’in yazdıklarının bir cümlesine katılıyorum; “Sırça köşkte oturuyorsanız başkalarının camına taş atmayacaksınız.”
Kuşadası’nın bağırsaklarını temizleme dönemi geldi.
Daha bir iki belge açıkladım. Turpun büyüğü heybede.
Durun bakalım.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Latif Sansür
Medya Teröristlerine yanıtımdır
Kuşadası’nda son yıllarda “Medya Teröristleri” boy göstermeye başladı. Çıkarlarına dokunan, hoşlarına gitmeyen, susturmak istedikleri herkese hakaret ediyorlar. Tehdit, şantaj, karalama ve çamur atarak sindirmeye çalışıyorlar. Akla hayale gelmeyen senaryolar hazırlıyor, her türlü seviyesizliği marifet sanıyorlar. Grup halinde hareket ediyor, bir merkezden yönlendiriliyorlar. Hepsinin ortak noktası geçmiş dönem Belediyesinden nemalanmış olmaları.
** *** **
Esat Altungün dönemi Belediye dosyalarını açmaya başladıktan sonra, söz konusu ekibin hedefi ben oldum. Bekliyordum. Şaşırmadım.
Yazdıklarım ve bundan sonra da yazacaklarımın tümü belgeli. İtiraz edemiyorlar, yalanlayamıyorlar, Savcılığa, mahkemelere koşamıyorlar.
Onun için en iyi bildikleri şeyi yapıyorlar. Çamur atıyorlar, tehdit ediyorlar, sindirmeye çalışıyorlar. Kendi ürettikleri yalanları gerçekmiş gibi kamuoyuna yutturmaya çalışıyorlar.
** *** **
Önceki dönem Belediyesinde entrikanın en fazla döndüğü Basın bürosunda görev yapmış ve şimdilerde o ekibin sözcülüğünü yapan İsmail Dilşen, Sosyal Medyada Nazmi Karaca sahte ismiyle bana suçlamalarda bulunuyor. Bu çamurları onu yönlendiren ağabeyleri yıllardır dile getiriyor. Yanıtını alıyor, bir süre sonra tekrar ısıtıp ısıtıp gündeme getiriyor.
Ve her defasında yanıt bekliyorlar. Alın size bir kez daha yanıt:
1-Benim şirketimin geçmişte, (1994 Öncesi) Kuşadası Belediyesine mal sattığımı, müfettişlerin denetlemede paraları geri ödeme cezası verdiğini, sahtekarlık yaptığımı söylüyorlar.
Sahtekarlık konusunda kendileriyle karıştırıyorlar. Bu söylediklerini ispatlayan belgeleri, tıpkı benim yayınladığım gibi yayınlamayan (hakaret etmek istemiyorum) yalancıdır.
2-Soyadını neden değiştirmiş? Soyadımı değiştirmedim. (U) harfine iki nokta ekleterek (Ü) yaptırdım. Mesleğime uysun diye “Sansur” iken “Sansür” oldu.
3-Devlet Güvenlik Belgesi alamamışım. İsmail Dilşen, akıl hocası ağabeyleri ve tüm Belediye kenelerine soruyorum, benim alamadığım ve sizde var olan Devlet Güvenlik Belgesini gösterir misiniz? Bu nasıl bir belgeymiş ki ben alamamışım.
4-“Hangi olaylara karışmış” diyerek imada bulunuyorlar. 30 Yıldır Kuşadası’nda kesintisiz gazetecilik yapıyorum. Bu güne kadar basın davaları dışında tek bir mahkemede yargılanmadım. Kimsenin karısını kızını taciz etmedim. Telefon sapıklığı yapmadım.Kimseyi dolandırmadım. Sahtekarlık yapmadım. Çalıştığım gazetenin reklam paralarını yediğim için kovulmadım. Birlikte çalıştığım siyasiye ait arabayı patates mühürle satmadım. Yasadışı hiçbir olayla ilgili gözaltına alınmadım, evim aranmadı. Üstüne üstlük, Cumhurbaşkanları, Başbakanlar,Bakanları takip ederek görevimi yaptım. Ve hala alnım açık, başım dik gazetecilik görevimi sürdürüyorum.
5-9 Bin liraya nasıl daire aldı? Son soru bu. Tam 19 yıl önce aldığım evimi kastediyorlar. Dönemin parasıyla 9 Milyara aldım. Zaten o dönemde evi aldığım sitede evlerin fiyatları 7 ile 12 milyar arasında değişiyordu. Evi aldığım müteahhitler sağ, dileyen gidip belgesini ve detay bilgilerini alabilir.
İsmail Dilşen’in yazdıklarının bir cümlesine katılıyorum; “Sırça köşkte oturuyorsanız başkalarının camına taş atmayacaksınız.”
Kuşadası’nın bağırsaklarını temizleme dönemi geldi.
Daha bir iki belge açıkladım. Turpun büyüğü heybede.
Durun bakalım.