Kuşadası nda kendini falcı olarak tanıtan kadın, inanılmaz bir senaryo ile kandırdığı vatandaşların altınlarını aldı.
Haber Giriş Tarihi: 28.01.2012 14:02
Haber Güncellenme Tarihi: 01.01.1970 02:00
Kaynak:
Haber Merkezi
adaninsesi.com
Kuşadası’nda kendini falcı olarak tanıtan kadın, inanılmaz bir senaryo ile kandırdığı vatandaşların altınlarını aldı. Bir ay boyunca kaldığı evde Kocabıyık çiftinin alyansları dahil tüm altınlarını alan sahtekar falcının foyası, Aytaç Kocabıyık’ın şüphelenmesi üzerine ortaka çıktı.
Yaklaşık bir ay önce Bodrum’da kendini falcı olarak tanıtan Ş.T. (Şerife Tataroğlu (56)) bir tanıdıkları aracılığıyla Dilek-Aytaç Kocabıyık çifti ile temasa geçti. Kuşadası’na gelen Ş.T. aileye fal bakarak “karşıdaki tepeler, hatta evinizin bahçesinde bile altın var” diyerek kandırdı. Altınların çıkarılması için bir miktar altın konulması gerektiğini söyleyen Ş.T. Kocabıyık çiftinin alyansları dahil tüm altınlar ile yaklaşık 200 lira paralarını alarak bir paket yaptı. Kendilerinden dışarıdan toprak isteyen Ş.T.’nin ikna edici konuşmalarından etkilendiklerini söyleyen Dilek Kocabıyık “bizden aldığı altınları gazete kağıtlarıyla iyice sardı. Dışarıdan bir miktar toprak getirmemizi istedi. Tütsüler yaktı. Bizi bir ara dışarı çıkardı. Dualar okudu, bir tören yaptı. Sonra da bize bu işlem bitinceye, altınların tamamını çıkarıncaya kadar bizim altınlarımızın olduğu paketi açmamamızı ve bu durumdan kimseye söz etmememizi istedi. Bir süre sonra beni çağırarak toprağı eşelediğimde içinden altın bilezik çıktı. Bunu kimseye göstermememi, eğer gösterirsem cinlerin büyüyü bozacağını söyledi. Bir ay boyunca evimizde kaldı.Birlikte yedik içtik. Meğer bizi dışarı çıkardıktan sonra bizim verdiğimiz ve kağıtlara sardığı gerçek altınları çıkarıyor, toprağın içine ise yanından getirdiği altın görünümlü sahte bilezikleri bırakıyormuş”dedi.
Annesinin komşularına durumu anlattığını, komşularının da Ş.T.’ye altın getirdiklerini söyleyen Dilek Kocabıyık “o kadar ikna edici konuşuyordu ki ne kadar altınımız varsa vermeye hazırdık. Annem kendi yüzüğünü, üzerinde dualar yazılı bir altını hiç tereddüt etmeden verdi. Çünkü yaptığı tören sonrası topraktan altın bilezik çıkıyordu. Bir süre sonra eşim şüphelenir gibi oldu. Topraktan çıkan bileziği kuyumcuya gösterdiğinde bunun sahte olduğu ortaya çıktı.Evde bizim altınlarımızın olduğunu sandığımız koliyi açtığımızda boş olduğunu görünce aldatıldığımızı anladık. Bunun üzerine polise haber verdik. Polis Ş.T.’yi gözaltına aldığında çantasından sadece benim alyansım çıktı. Birde sahte bilezikler. Diğerlerini satmış. İfadesinde ihtiyacım var dedi. Kandırılmayı içimize sindiremiyoruz”dedi.
Gözaltına alınan Ş.T.’nin polisteki ifadesinde ihtiyacı olduğu için böyle bir yol denediği, daha önce kimseyi bu yolla kandırmadığını söylediği öğrenildi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Uyanık falcı fena çarptı
Kuşadası nda kendini falcı olarak tanıtan kadın, inanılmaz bir senaryo ile kandırdığı vatandaşların altınlarını aldı.
Kuşadası’nda kendini falcı olarak tanıtan kadın, inanılmaz bir senaryo ile kandırdığı vatandaşların altınlarını aldı. Bir ay boyunca kaldığı evde Kocabıyık çiftinin alyansları dahil tüm altınlarını alan sahtekar falcının foyası, Aytaç Kocabıyık’ın şüphelenmesi üzerine ortaka çıktı.
Yaklaşık bir ay önce Bodrum’da kendini falcı olarak tanıtan Ş.T. (Şerife Tataroğlu (56)) bir tanıdıkları aracılığıyla Dilek-Aytaç Kocabıyık çifti ile temasa geçti. Kuşadası’na gelen Ş.T. aileye fal bakarak “karşıdaki tepeler, hatta evinizin bahçesinde bile altın var” diyerek kandırdı. Altınların çıkarılması için bir miktar altın konulması gerektiğini söyleyen Ş.T. Kocabıyık çiftinin alyansları dahil tüm altınlar ile yaklaşık 200 lira paralarını alarak bir paket yaptı. Kendilerinden dışarıdan toprak isteyen Ş.T.’nin ikna edici konuşmalarından etkilendiklerini söyleyen Dilek Kocabıyık “bizden aldığı altınları gazete kağıtlarıyla iyice sardı. Dışarıdan bir miktar toprak getirmemizi istedi. Tütsüler yaktı. Bizi bir ara dışarı çıkardı. Dualar okudu, bir tören yaptı. Sonra da bize bu işlem bitinceye, altınların tamamını çıkarıncaya kadar bizim altınlarımızın olduğu paketi açmamamızı ve bu durumdan kimseye söz etmememizi istedi. Bir süre sonra beni çağırarak toprağı eşelediğimde içinden altın bilezik çıktı. Bunu kimseye göstermememi, eğer gösterirsem cinlerin büyüyü bozacağını söyledi. Bir ay boyunca evimizde kaldı.Birlikte yedik içtik. Meğer bizi dışarı çıkardıktan sonra bizim verdiğimiz ve kağıtlara sardığı gerçek altınları çıkarıyor, toprağın içine ise yanından getirdiği altın görünümlü sahte bilezikleri bırakıyormuş”dedi.
Annesinin komşularına durumu anlattığını, komşularının da Ş.T.’ye altın getirdiklerini söyleyen Dilek Kocabıyık “o kadar ikna edici konuşuyordu ki ne kadar altınımız varsa vermeye hazırdık. Annem kendi yüzüğünü, üzerinde dualar yazılı bir altını hiç tereddüt etmeden verdi. Çünkü yaptığı tören sonrası topraktan altın bilezik çıkıyordu. Bir süre sonra eşim şüphelenir gibi oldu. Topraktan çıkan bileziği kuyumcuya gösterdiğinde bunun sahte olduğu ortaya çıktı.Evde bizim altınlarımızın olduğunu sandığımız koliyi açtığımızda boş olduğunu görünce aldatıldığımızı anladık. Bunun üzerine polise haber verdik. Polis Ş.T.’yi gözaltına aldığında çantasından sadece benim alyansım çıktı. Birde sahte bilezikler. Diğerlerini satmış. İfadesinde ihtiyacım var dedi. Kandırılmayı içimize sindiremiyoruz”dedi.
Gözaltına alınan Ş.T.’nin polisteki ifadesinde ihtiyacı olduğu için böyle bir yol denediği, daha önce kimseyi bu yolla kandırmadığını söylediği öğrenildi.
En Çok Okunan Haberler