Sansürün kaldırılışının yıldönümünde sansür uyguladı

Bir belediye başkanı Basından neden kaçar?

            Bir siyasetçi, bir belediye başkanı basından neden kaçar? Basını neden yok saymaya çalışır? Bunun mantıklı bir açıklamasının olmayacağını her aklı başında insan kabul eder.Zira belediye başkanları icraatlarını, yaptıklarını, hizmetlerini kamuoyuna yansıtmaları için  bırakın dışlamayı, basını baş tacı ederler. Bu kural sadece Kuşadası’nda tersine işliyor. Yandaş, biat eden, verilen yazılı metnin dışına çıkmayan, sormayan, sorgulamayan, emir eri  basının dışında Kuşadası belediye başkanı tüm basın mensuplarından kaçıyor.

Biz basın mensupları ise yılların verdiği deneyim ile bir gerçeği biliyoruz. Beceriksiz, üretemeyen, kendinden emin olmayan, sorulacak sorulara cevap veremeyeceğini anlayan, yönettiği kurumu kendisinin dışında güçlerin yönettiğinin farkında olan bir belediye başkanı basından kaçar.

Kuşadası Belediye Başkanı seçildiği günden bu yana, emir eri ve yandaş basın dışında hiçbir basın mensubuyla yüzleşmeye cesaret edemiyor. Onun bu korkusunu anlıyoruz.. Anlıyoruz anlamasına da , katıldığı toplantılara bile basının alınmamasını birinci koşul olarak öne sürmesini anlayamıyoruz.

24 Temmuz Türk Basınında Sansür’ün kaldırılmasının yıldönümü ve Basın Bayramı olarak kabul edilir. Kuşadası basını ise Sansürün kaldırılışının 89.Yılında özgürlük ve demokrasiden yana olduğunu her fırsatta söyleyen CHP’li belediye başkanının sansürüyle karşı karşıya kaldı. Başkan, basından korkma hastalığını hiçbir şeyden haberi olmayanlara da bulaştırdı. 

23 Temmuz akşamı, yani basın bayramının arifesinde Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneğinin Kuşadası’nda bir toplantısı vardı. Toplantı için TYD’nin İstanbul merkezinden Kuşadası’ndaki tüm basın mensuplarına davet yapıldı. Faks, E-Mail ve Telefonla basın mensupları ısrarla toplantıya davet edildi. Toplantıyı izlemeleri ve sonuçlarını kamuoyuna yansıtmaları istendi. Kuşadası’ndaki tüm ulusal ve bazı yerel basın mensupları bu önemli toplantıyı, gelen davet doğrultusunda izleyip okurlarına iletmek üzere belirtilen gün ve saatte Pine Bay otelinde hazır bulundu. Ancak, o basın mensuplarını adeta yalvararak davet eden TYD yöneticileri, toplantı öncesi basın mensuplarının bir dakikalık görüntü alıp dışarı çıkmalarını istedi. Bunun nedeni sorulduğunda ise “Başkan basını içerde istemiyor” yanıtı verildi.

Basın özgürlüğünün 89. yılının kutlanacağı  bir günün arifesinde özgürlükten, sosyal demokrasiden, açıklıktan yana olan, eskilerin yürekli solcusu,  CHP’li belediye başkanı basına sansür uyguladı. Kuşadası ve çevresiyle ilgili çok önemli konuların tartışıldığı toplantıda, kendisinin neredeyse 24 saatini kameraya alan yandaş basını dahil, hiçbir basın mensubunun girmesini istemedi.  

Kuşadası’nda bu güne kadar bir çok isim belediye başkanlığı yaptı. Bu belediye başkanlarının her zaman muhalif basını oldu. Ama Kuşadası tarihinde, kendileri hakkında ağır eleştirilerde bulunanlar dahil, hiçbir basın mensubuna bu tür davranan, onlardan kaçan, korkan belediye başkanı olmadı. Belediye başkanları hatalı olsalar bile basının önüne çıktı, sorularını yanıtladı.

Bu utanç Kuşadası basınının değil.

Bu utanç; Sansür’ün kaldırılışının yıl dönümünde ve basın bayramında basınla karşı karşıya gelmekten korkan, kaçan CHP’li belediye başkanınındır.

Kuşadası; Böyle bir yöneticiyi, böyle bir anlayışı, böyle bir mantığı ve en önemlisi muhafazakarlığın ötesinde bir tutuculuk içindeki, baskıcı zihniyetteki sözde Sosyal Demokrat (!) yönetimi hak etmiyor.

Yazık Kuşadası’na…

Hem de çok yazık…