3.İskele, balıkçı barınağının doldurulması, yapılması düşünülen işyerleri bir projenin bütünü. Sadece 3.İskeleyi istiyoruz, diğerlerine karşıyız demek projenin tümünü onaylamak demektir.
Haber Giriş Tarihi: 06.10.2010 18:05
Haber Güncellenme Tarihi: 01.01.1970 02:00
Kaynak:
Haber Merkezi
adaninsesi.com
Kuşadası Belediye Meclisinde bu gün Limana yapılması düşünülen projenin belediye başkanı Esat Altungün’ün bakışıyla sunumu yapıldı. Önceki meclis toplantılarında çok önemli imar değişiklikleri dahil olmak üzere hiç konu için sunum yapılmaması, ilk defa bu proje için böyle bir çaba gösterilmesi önemli bir gelişme. Her incelik düşünülmüştü. Meclis üyelerinin resmi yazıyla bile talep ettiği konularda hiçbir belge, bilgi alamadığı belediye görevlileri, limanla ilgili konu gündeme gelince hemen meclis üyelerine belgeler dağıtmaya başladı. Örneğine önceki belediye başkanı Fuat Akdoğan döneminde sıkça rastladığımız örnek bir ikna kampanyası için tüm hazırlıklar eksiksiz yapılmıştı. (Malum kurumlarda süreklilik esastır) Kurvaziyer turizminin ne kadar önem taşıdığı, özelleştirilen limanların nasıl yardıma muhtaç olduğundan, İzmir limanının ne kadar geliştiğine kadar tüm detaylar eksiksiz sunuldu. Kuşadası limanının genişletilmesinin ne kadar önemli olduğunun altı çizildi. Eğer limana 3.iskele yapılmazsa gemilerin başka yerlere rota çevireceğine dikkat çekildi.
Sonra sözü başkan Altungün aldı. Liman işletmesinin ÇED toplantısı çerçevesinde Çarşamba günü Kuşadası’nın önüne bir bütün olarak getirmeye hazırlandığı projeyi anlattı. “Balıkçı barınağının doldurulmasına asla izin vermeyeceğim” dedi. Doldurulacak alana istenen 6.50 yükseklikteki işyerleri ve yapılaşmalar için “İşyerlerini kabul etmenin Kuşadası’na yarar getireceğine inanmıyorum” dedi. Yetmedi, “Liman işletmesi Kuşadası halkı ile barışmalı, verdiği zararları tazmin etmelidir” dedi.Salonda izleyiciler, Sivil Toplum Örgütü temsilcileri rahat bir nefes almışken son noktayı koydu: “Biz 3.iskeleye karşı değiliz.” “Zaten Proje ile ilgili yetki bakanlıkta, bizde değil.” “Limana karşı geçmişte yapılan yürüyüş ve eylemleri taktirle karşılıyorum, ama bir işe yaramadığını herkes gördü” diyerek tüm umutları söndürdü.
Eğer sayın başkan samimiyse ve gerçekten balıkçı barınağının doldurulmasına, yeni işyerlerinin yapılmasına karşı ise bu söylemini terk etmeli. Proje bir bütündür. Onaylandığında bir bütün olarak onaylanacaktır. Bunu bilmemesi mümkün değil, zira Dokuz Eylül Üniversitesinin ilgili uzmanlarına projenin bütünüyle ilgili inceleme yapılması talebini bizzat kendisi iletmiştir. Sadece 3.iskelenin değil, projenin bütününün eko sisteme etkisinin araştırılmasını istemiştir. ÇED Toplantısında sadece 3. iskeleye evet demek mümkün değildir, verilen onay projenin tamamınadır.
Ve eğer sayın başkan samimiyse sorunları öncelik sırasına göre çözmelidir. Kuşadası’nın, limanının, kurvaziyer turizminin önceliği 3.iskele, balıkçı barınağının doldurulması veya yeni işyerleri değildir.
Öncelikle işletmeciye yasalara uyması, bu kente daha saygılı davranması için baskı yapmalıdır. İhalesi iptal edilmiş limandaki meşruiyetini hatırlatmalıdır. Yasalara aykırı yapılan işyerleriyle ilgili Kuşadası halkıyla kavgayı bırakması, hepsini yıkmasını istemelidir. Yeni projesini anlatmak için ayak oyunlarına, küçük salon seçerek yandaş doldurmasına, Kuşadası’na meydan okumasına, insanıyla alay etmesinin kabul edilmez olduğunu anlatmalıdır.
İhalesi, imar planları iptal edilmiş limana, işletmecisiyle birlikte daha fazla gemi getirmenin yollarını araştırmanın yerine, Kuşadası’ndan kaçan gemilerin gerekçesini soruşturmalıdır. Costa gemilerinin Türkiye’nin en fazla ayakbastı ve liman ücretlerinin ödendiği limanından İzmir’e neden kaydıklarının hesabı Liman işletmecisinden sormalıdır.
Son üç günde 22 bin turist gelmesine rağmen, esnafın büyük bölümünün neden siftah bile etmediğinin nedenini araştırmalıdır. Kuşadası limanına gelen gemilerden inen turistin Kuşadası çarşısına girmesini sağlamak için tüm yöntemleri denemeli, girişimlerde bulunmalıdır.
Ve esnaf kökenli başkan, limanı işleten firmaya “Gemilerde Kuşadası’nın kötülenmeyeceği, limana adım atan hiçbir turistin büyük alışveriş merkezlerine yönlendirilmeyeceği, özgürce alışveriş için çarşıya bırakılacağını sağlama garantisini ver. Yüksek bağlama, hizmet, ayakbastı paralarını düşür daha fazla gemi gelsin, gelenler kaçmasın. Gelen gemiler açıkta bekleyecek kadar çoğalsın. Ondan sonra kabul edilebilir bir proje ile karşımıza çık, yasal ve kentin yararı olması koşuluyla destekleriz” diyebilmelidir.
Sonuç olarak;
Kelime oyunlarıyla dikkatlerimizi başka taraflara yönlendirmemeliyiz. Hiçbir gerekçe, hiçbir neden ÇED raporunda sunulan projeye onay vermemiz için bizi ikna etmemeli, bir kez daha oyuna gelmemeliyiz.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Limanda bir kez daha oyuna gelmeyelim
3.İskele, balıkçı barınağının doldurulması, yapılması düşünülen işyerleri bir projenin bütünü. Sadece 3.İskeleyi istiyoruz, diğerlerine karşıyız demek projenin tümünü onaylamak demektir.
Kuşadası Belediye Meclisinde bu gün Limana yapılması düşünülen projenin belediye başkanı Esat Altungün’ün bakışıyla sunumu yapıldı. Önceki meclis toplantılarında çok önemli imar değişiklikleri dahil olmak üzere hiç konu için sunum yapılmaması, ilk defa bu proje için böyle bir çaba gösterilmesi önemli bir gelişme. Her incelik düşünülmüştü. Meclis üyelerinin resmi yazıyla bile talep ettiği konularda hiçbir belge, bilgi alamadığı belediye görevlileri, limanla ilgili konu gündeme gelince hemen meclis üyelerine belgeler dağıtmaya başladı. Örneğine önceki belediye başkanı Fuat Akdoğan döneminde sıkça rastladığımız örnek bir ikna kampanyası için tüm hazırlıklar eksiksiz yapılmıştı. (Malum kurumlarda süreklilik esastır) Kurvaziyer turizminin ne kadar önem taşıdığı, özelleştirilen limanların nasıl yardıma muhtaç olduğundan, İzmir limanının ne kadar geliştiğine kadar tüm detaylar eksiksiz sunuldu. Kuşadası limanının genişletilmesinin ne kadar önemli olduğunun altı çizildi. Eğer limana 3.iskele yapılmazsa gemilerin başka yerlere rota çevireceğine dikkat çekildi.
Sonra sözü başkan Altungün aldı. Liman işletmesinin ÇED toplantısı çerçevesinde Çarşamba günü Kuşadası’nın önüne bir bütün olarak getirmeye hazırlandığı projeyi anlattı. “Balıkçı barınağının doldurulmasına asla izin vermeyeceğim” dedi. Doldurulacak alana istenen 6.50 yükseklikteki işyerleri ve yapılaşmalar için “İşyerlerini kabul etmenin Kuşadası’na yarar getireceğine inanmıyorum” dedi. Yetmedi, “Liman işletmesi Kuşadası halkı ile barışmalı, verdiği zararları tazmin etmelidir” dedi.Salonda izleyiciler, Sivil Toplum Örgütü temsilcileri rahat bir nefes almışken son noktayı koydu: “Biz 3.iskeleye karşı değiliz.” “Zaten Proje ile ilgili yetki bakanlıkta, bizde değil.” “Limana karşı geçmişte yapılan yürüyüş ve eylemleri taktirle karşılıyorum, ama bir işe yaramadığını herkes gördü” diyerek tüm umutları söndürdü.
Eğer sayın başkan samimiyse ve gerçekten balıkçı barınağının doldurulmasına, yeni işyerlerinin yapılmasına karşı ise bu söylemini terk etmeli. Proje bir bütündür. Onaylandığında bir bütün olarak onaylanacaktır. Bunu bilmemesi mümkün değil, zira Dokuz Eylül Üniversitesinin ilgili uzmanlarına projenin bütünüyle ilgili inceleme yapılması talebini bizzat kendisi iletmiştir. Sadece 3.iskelenin değil, projenin bütününün eko sisteme etkisinin araştırılmasını istemiştir. ÇED Toplantısında sadece 3. iskeleye evet demek mümkün değildir, verilen onay projenin tamamınadır.
Ve eğer sayın başkan samimiyse sorunları öncelik sırasına göre çözmelidir. Kuşadası’nın, limanının, kurvaziyer turizminin önceliği 3.iskele, balıkçı barınağının doldurulması veya yeni işyerleri değildir.
Öncelikle işletmeciye yasalara uyması, bu kente daha saygılı davranması için baskı yapmalıdır. İhalesi iptal edilmiş limandaki meşruiyetini hatırlatmalıdır. Yasalara aykırı yapılan işyerleriyle ilgili Kuşadası halkıyla kavgayı bırakması, hepsini yıkmasını istemelidir. Yeni projesini anlatmak için ayak oyunlarına, küçük salon seçerek yandaş doldurmasına, Kuşadası’na meydan okumasına, insanıyla alay etmesinin kabul edilmez olduğunu anlatmalıdır.
İhalesi, imar planları iptal edilmiş limana, işletmecisiyle birlikte daha fazla gemi getirmenin yollarını araştırmanın yerine, Kuşadası’ndan kaçan gemilerin gerekçesini soruşturmalıdır. Costa gemilerinin Türkiye’nin en fazla ayakbastı ve liman ücretlerinin ödendiği limanından İzmir’e neden kaydıklarının hesabı Liman işletmecisinden sormalıdır.
Son üç günde 22 bin turist gelmesine rağmen, esnafın büyük bölümünün neden siftah bile etmediğinin nedenini araştırmalıdır. Kuşadası limanına gelen gemilerden inen turistin Kuşadası çarşısına girmesini sağlamak için tüm yöntemleri denemeli, girişimlerde bulunmalıdır.
Ve esnaf kökenli başkan, limanı işleten firmaya “Gemilerde Kuşadası’nın kötülenmeyeceği, limana adım atan hiçbir turistin büyük alışveriş merkezlerine yönlendirilmeyeceği, özgürce alışveriş için çarşıya bırakılacağını sağlama garantisini ver. Yüksek bağlama, hizmet, ayakbastı paralarını düşür daha fazla gemi gelsin, gelenler kaçmasın. Gelen gemiler açıkta bekleyecek kadar çoğalsın. Ondan sonra kabul edilebilir bir proje ile karşımıza çık, yasal ve kentin yararı olması koşuluyla destekleriz” diyebilmelidir.
Sonuç olarak;
Kelime oyunlarıyla dikkatlerimizi başka taraflara yönlendirmemeliyiz. Hiçbir gerekçe, hiçbir neden ÇED raporunda sunulan projeye onay vermemiz için bizi ikna etmemeli, bir kez daha oyuna gelmemeliyiz.
En Çok Okunan Haberler