Yüreğinde bir damla Kuşadası sevgisi olan, çocuklarının, torunlarının bu kentte yağmasız bir düzende yaşamasını isteyen, bir yerlere aday olan, olmayanlar cılız veya gür bir ses verin...
Haber Giriş Tarihi: 30.06.2011 23:23
Haber Güncellenme Tarihi: 01.01.1970 02:00
Kaynak:
Haber Merkezi
adaninsesi.com
Kuşadası’nda yerel seçimlerden
sadece bir kaç ay sonrası ortaya çıkan hayal kırıklığı, CHP’li belediye başkanı
Esat Altungün’ün bu kenti yönetebilecek
vizyon, bilgi ve birikime sahip olmadığının görülmesi kentte bir boşluk yarattı.
Kimi alışması için süre istedi, kimi değişir dedi.. Altungün’e bir fırsat
vermek için herkes kendine göre bir mazeret üretti. Bu mazeretler kent için, o
mazeret üretenler için ağır bedellere dönüşünce, bu kez başka bahaneler
bulundu. “Şu genel seçimler geçsin” söylemi, sağcısı, solcusu, muhalifi,
yandaşında dile getirilmeye başlandı.
CHP İçinde
rahatsız olanlar, ana muhalefet partisi, siyasi rakipler, sivil toplum
örgütleri, kanaat önderleri ve bilimum yetkili ve yetkisizler genel seçimi
beklediklerini, eleştiri veya muhalefet için uygun zemin ve zamanın seçim sonrası olduğunu
duyurdu.Bu kente, Kuşadası’nın geleceğine sahip çıkma koşulunu genel seçimlere
bağladı.
Veee işte
seçimler bitti…
Genelde
iktidar, yerelde ana muhalefet partisi AKP, buyurun seçimler bitti. Bu kent
için söyleyecek bir sözünüz yok mu? Daha ne kadar talana göz yumacaksınız? Bu
kent sizin işyerleriniz, inşaat şirketleriniz kadar önem taşımıyor mu? Yoksa bu
kenti savunacak bilgi, birikiminiz veya cesaretiniz yok mu?
Ya siz,
gerçek CHP’liler… Siz ne dersiniz… Bu belediye yönetiminin CHP ile, Sosyal
Demokratlıkla bir ilgisi var mı? Hangi uygulaması bir sosyal demokrat belediye
ile bağdaşıyor? Midesiyle bağlı olanlar dışında hangi Sosyal demokrat, solcu bu
belediyenin halk yararına bir iş
yaptığını savunabiliyor? İlçe başkanı, yöneticileri, meclis üyelerinin adeta
talimatla hareket etmesini nasıl sindirebiliyorsunuz? Siz neden susuyorsunuz,
neden sesiniz çıkmıyor?
Seçimlerde
Kuşadası’nı kurtarmaya aday olup, sonrasında her biri bir yana dağılan belediye
başkan adayları, eski belediye başkanları siz neden konuşmuyorsunuz? Her
biriniz en az ikişer kez belediye başkanlığı yaptınız, 27 aydır Kuşadası’nın
yaşadıklarına suskun kalmaya gönlünüz nasıl el veriyor? Bilgi, birikim ve
önderliğinizi ne zaman göstereceksiniz? Kuşadası bu kadar sahipsizken sesini
çıkarmayan sizler, yarın hangi yüzle halkın önüne çıkıp tekrar oy isteyecek,
göreve talip olacaksınız?
“Belediye
başkanlığı yarışında yarın bende varım” mesajı verenler, ya sizler… Sizler
neden suskunsunuz? Bu kentin geleceği sizin üyesi olduğunuz partiden ihraç
edilme riski kadar önem taşımıyor mu? Her akşam içki masalarında size “aslan
başkanım” diyen yalakalar dışında bu kentle ilgili bilgi alacağınız kimse yok
mu? Görmeyecek, duymayacak, konuşmayacaksınız, sonra çıkıp “bu kente belediye
başkanı olmak istiyorum” diyeceksiniz… Yok öyle bir şey. Unutmayın, emeksiz
yemek olmaz…
Ve sizler,
Sivil Toplum Örgütlerinin yöneticileri. Sizden neden ses çıkmıyor. Korkuyor
musunuz yoksa..? Unutmayın, korkunun ecele faydası yok! Yavaş yavaş yok
olacağınıza, hiç olmazsa çoluk çocuğunuzun geleceği için elinizi taşın altına
koyun, bir bedel ödeyin..
Her gün
yolumuzu kesip “Siz gazeteci değimlisiniz, şunu yazın, bunu yazın” diyen, “sizin
ağzınızdan bunu yazabilir miyim” dediğimizde “aman beni karıştırma” diyen sade
vatandaşlar, siz ne zaman geleceğinize
sahip çıkacaksınız?
Kendimizi
övmüyor, kendimizi yüceltmiyoruz. Karınca kararınca bu kente, Kuşadası’na sahip
çıkarken birileri daha sesini çıkarsın istiyoruz. Biz peygamber değiliz
kuşkusuz, bizimde hatalarımız vardır.. Ancak en büyük suçu bu kente sahip
çıkmak olan bizlerin ekmeği ile oynanırken, bize en ahlaksız, en acımasız
saldırılar olurken.. Birileri bizi ölümle tehdit edebilecek cüreti gösterirken
bizim bir destek, bir dayanak aramamız normal değil mi?
Kısacası…
Yüreğinde
bir damla Kuşadası sevgisi olan, çocuklarının, torunlarının bu kentte yağmasız
bir düzende yaşamasını isteyen, sağcı solcu farketmez, bir yerlere aday olan, olmayanlar cılız veya
gür bir ses verin…
Hiçbir şey
için geç değil… İşte seçimler bitti.. Yerel yönetimin acemilik dönemi sona
erdi, üstelik aynı tutumla ustalaştı… Söylentiler, iddialar artık günlük
konuşma konuları oldu…
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Haydi, ne bekliyorsunuz
Yüreğinde bir damla Kuşadası sevgisi olan, çocuklarının, torunlarının bu kentte yağmasız bir düzende yaşamasını isteyen, bir yerlere aday olan, olmayanlar cılız veya gür bir ses verin...
Kuşadası’nda yerel seçimlerden sadece bir kaç ay sonrası ortaya çıkan hayal kırıklığı, CHP’li belediye başkanı Esat Altungün’ün bu kenti yönetebilecek vizyon, bilgi ve birikime sahip olmadığının görülmesi kentte bir boşluk yarattı. Kimi alışması için süre istedi, kimi değişir dedi.. Altungün’e bir fırsat vermek için herkes kendine göre bir mazeret üretti. Bu mazeretler kent için, o mazeret üretenler için ağır bedellere dönüşünce, bu kez başka bahaneler bulundu. “Şu genel seçimler geçsin” söylemi, sağcısı, solcusu, muhalifi, yandaşında dile getirilmeye başlandı.
CHP İçinde rahatsız olanlar, ana muhalefet partisi, siyasi rakipler, sivil toplum örgütleri, kanaat önderleri ve bilimum yetkili ve yetkisizler genel seçimi beklediklerini, eleştiri veya muhalefet için uygun zemin ve zamanın seçim sonrası olduğunu duyurdu.Bu kente, Kuşadası’nın geleceğine sahip çıkma koşulunu genel seçimlere bağladı.
Veee işte seçimler bitti…
Genelde iktidar, yerelde ana muhalefet partisi AKP, buyurun seçimler bitti. Bu kent için söyleyecek bir sözünüz yok mu? Daha ne kadar talana göz yumacaksınız? Bu kent sizin işyerleriniz, inşaat şirketleriniz kadar önem taşımıyor mu? Yoksa bu kenti savunacak bilgi, birikiminiz veya cesaretiniz yok mu?
Ya siz, gerçek CHP’liler… Siz ne dersiniz… Bu belediye yönetiminin CHP ile, Sosyal Demokratlıkla bir ilgisi var mı? Hangi uygulaması bir sosyal demokrat belediye ile bağdaşıyor? Midesiyle bağlı olanlar dışında hangi Sosyal demokrat, solcu bu belediyenin halk yararına bir iş yaptığını savunabiliyor? İlçe başkanı, yöneticileri, meclis üyelerinin adeta talimatla hareket etmesini nasıl sindirebiliyorsunuz? Siz neden susuyorsunuz, neden sesiniz çıkmıyor?
Seçimlerde Kuşadası’nı kurtarmaya aday olup, sonrasında her biri bir yana dağılan belediye başkan adayları, eski belediye başkanları siz neden konuşmuyorsunuz? Her biriniz en az ikişer kez belediye başkanlığı yaptınız, 27 aydır Kuşadası’nın yaşadıklarına suskun kalmaya gönlünüz nasıl el veriyor? Bilgi, birikim ve önderliğinizi ne zaman göstereceksiniz? Kuşadası bu kadar sahipsizken sesini çıkarmayan sizler, yarın hangi yüzle halkın önüne çıkıp tekrar oy isteyecek, göreve talip olacaksınız?
“Belediye başkanlığı yarışında yarın bende varım” mesajı verenler, ya sizler… Sizler neden suskunsunuz? Bu kentin geleceği sizin üyesi olduğunuz partiden ihraç edilme riski kadar önem taşımıyor mu? Her akşam içki masalarında size “aslan başkanım” diyen yalakalar dışında bu kentle ilgili bilgi alacağınız kimse yok mu? Görmeyecek, duymayacak, konuşmayacaksınız, sonra çıkıp “bu kente belediye başkanı olmak istiyorum” diyeceksiniz… Yok öyle bir şey. Unutmayın, emeksiz yemek olmaz…
Ve sizler, Sivil Toplum Örgütlerinin yöneticileri. Sizden neden ses çıkmıyor. Korkuyor musunuz yoksa..? Unutmayın, korkunun ecele faydası yok! Yavaş yavaş yok olacağınıza, hiç olmazsa çoluk çocuğunuzun geleceği için elinizi taşın altına koyun, bir bedel ödeyin..
Her gün yolumuzu kesip “Siz gazeteci değimlisiniz, şunu yazın, bunu yazın” diyen, “sizin ağzınızdan bunu yazabilir miyim” dediğimizde “aman beni karıştırma” diyen sade vatandaşlar, siz ne zaman geleceğinize sahip çıkacaksınız?
Kendimizi övmüyor, kendimizi yüceltmiyoruz. Karınca kararınca bu kente, Kuşadası’na sahip çıkarken birileri daha sesini çıkarsın istiyoruz. Biz peygamber değiliz kuşkusuz, bizimde hatalarımız vardır.. Ancak en büyük suçu bu kente sahip çıkmak olan bizlerin ekmeği ile oynanırken, bize en ahlaksız, en acımasız saldırılar olurken.. Birileri bizi ölümle tehdit edebilecek cüreti gösterirken bizim bir destek, bir dayanak aramamız normal değil mi?
Kısacası…
Yüreğinde bir damla Kuşadası sevgisi olan, çocuklarının, torunlarının bu kentte yağmasız bir düzende yaşamasını isteyen, sağcı solcu farketmez, bir yerlere aday olan, olmayanlar cılız veya gür bir ses verin…
Hiçbir şey için geç değil… İşte seçimler bitti.. Yerel yönetimin acemilik dönemi sona erdi, üstelik aynı tutumla ustalaştı… Söylentiler, iddialar artık günlük konuşma konuları oldu…
Çıkın hepiniz konuşun!
Susmayın!
Unutmayın, susmak suça ortak olmak demektir…
En Çok Okunan Haberler