Eeee, Yeter artık!

 Kuşadası’nda kavga ve gerginlikten beslenen zavallı bir politika hüküm sürüyor. Sürekli gerginlik olacak, sürekli yüksek sesle tartışılacak, birilerinin hoşuna gitmeyen fikirler dile getirilince tehditler savrulacak, özel olarak beslenen hazır kıtalar farklı sesler dile getirenlere en ahlaksız ve hayasız cümlelerle saldıracak. Tehditler, şantajlar, düzeysiz kelimeler havalarda uçuşacak.Ve birileri böylece bulundukları makamı veya koltuğu sağlama alacak.

Bu politika artık kabak tadı verdi. Ve bu politikayı uygulayanlar artık bir işe yaramadığını da görmeli. Herkesin kendileri gibi “Çok yaşa padişahım” demek zorunda olmadığını bilmeli. Eğer birileri “bu gerginlik politikasına alet olmak istemiyorum” diye bazı şeylere suskun kalıyorsa, bu “nasıl korkuttuk” diye algılanmamalı. Ve en önemlisi  kenti yönetmeye çalışan bir siyasetçi  bu tabloya alet olma yerine, bu gerginlik politikasının kendisine verdiği zararı iyi hesaplamalı. Bu politikanın, bırakın tüm muhaliflere uygulanmasını, bu kenti yönetmeye aday belediye başkanı ile partisi arasındaki ilişkiyi getirdiği nokta ortada.  

Tarihi Güvercinada’da bir düzenleme yapılıyor. Bu düzenleme ile ilgili kimsenin itirazı yok. Neden yapılıyor, ne yapılacak tam olarak bilinmezse de kimse karşı çıkmıyor. Karşı çıkılan, eleştirilen, yöntemleri tartışma konusu olan Tarihi Güvercinada’da yapılan çalışmanın hoyratlığı. İş makinelerinin özensiz bir çalışma yaparak tarihi surlara, kaleye zarar vermesi. Bunu fotoğraflarla, video kameralarla çeşitli açılardan görüntüledik ve belgeledikten sonra haberleştirdik.

Belediye yönetimi burada yapılan çalışmanın tarihi dokuya zarar vermediğini, bu yönde alınan önlemleri anlatma yerine, yine gerginlik, tehdit politikasını uygulamayı tercih etti. Belediye başkanı, muhtemelen kendisine telefonla okunduğu için içeriğini bile tam olarak anlamadığı bir açıklama yaptı. “Belediyemize karşı art niyet olan ve kamuoyunca da bilinen bazı basın mensupları tarafından yapılan kasıtlı yayınlarıdır. Bu yayınlarla ilgili hukuken gerekli yargı müracaatlarını yapacağız” diye açıklama yaptığı aşamada Müze ve Anıtlar Kurulu Güvercinada da ikinci bir incelemeye kadar çalışmaları durdurdu.

Başkanın birileriyle kavga etmesinin bazı çalışanlarının koltuklarını daha da sağlamlaştırmasının, daha iyi nemalanmasının yöntemi olduğunu bilerek bir kez daha alttan almayı isterdik. Ama artık bardak taştı, taşıyor.

Yapılan açıklamanın her kelimesi, her cümlesi ayrı bir kavga konusu olmasına rağmen biz  daha sağduyulu davranmayı tercih ediyoruz. Ve sayın belediye başkanına yaptığı açıklamaya dayanarak birkaç cümle de biz söylemek istiyoruz, zira bizim muhatabımız hiç bir zaman ayakçılar olmadı, olamazda...

Öncelikle  “Belediyemiz” dediğiniz kurum size babanızdan miras kalmadı. Bizim ve bu kentte yaşayan herkesin belediyesidir. Sizin o makamda daha kaç gün veya kaç ay daha bulunacağınız da belli değil. Ama o belediye hep olacak. Sizden sonra bu kentte yaşayanlara döneminizden çok daha iyi hizmet vereceğine de inanıyoruz. Dolaysıyla kendi malımız olan belediyeye karşı art niyet beslememiz mümkün değil, olamazda. Aksine Belediyeye varlıkları ve davranışlarıyla zarar verenleri yakınınızda arayın.

Kamuoyunca bilinmemize gelince… Evet bizi de, sizi de, size o açıklamaları hazırlayanları da tüm kamuoyu yakından biliyor. Bu konuda fazla bir şey söylemeye gerek yok.

Lütfen, ama lütfen “hukuken gerekli yargı müracaatlarını” yapın. Gerçi çok garip ve anlamsız bir cümle ama, yinede bu cümleden bizi mahkemeye vereceğinizi anladık. Durmayın, zaman geçirmeyin bizim hakkımızda hukuken gerekli yargı müracaatlarını yapın.

Yapın ki; sizde, bizde yüce yargının müracaatınızı nasıl değerlendireceğinin sonucunu görelim. Bu kentin değerlerine, dokusuna sahip çıkmanın suç olmadığını, aksine bir vatandaşlık görevi olduğu tescillensin.