Altungün döneminde belediyenin, Kuşadası nın aldığını yarayı, bundan sonra gelenler yıllarca saramayacak.
Haber Giriş Tarihi: 22.08.2011 21:48
Haber Güncellenme Tarihi: 01.01.1970 02:00
Kaynak:
Haber Merkezi
adaninsesi.com
Her insanın
bir kapasitesi, taşıyabileceği bir yük var. Fazla yüklendiğinizde bocalar,
altından kalkamaz, her şeyi eline yüzüne bulaştırır. İşte Kuşadası belediye
başkanı Esat Altungün bu gün o durumda. Bırakın Turizmin amiral gemisi
Kuşadası'nı, 20 haneli bir köyü yönetemeyecek bir görüntü sergiliyor.
Sorunların altında eziliyor, proje üretememenin, yatırım yapamamanın, yıllarca
oturmak için mücadele verdiği o koltuğun hakkını verememenin sıkıntısını
yaşıyor. Beş yıllık meclis üyeliği süresince
altına imza attığı bir başarısı olmayan Altungün, şimdi aynı başarıyı
(!) başkanlığında sergiliyor. Onu iyi
tanıyan biri olarak bunu yakından izliyorum.
Altungün, her şeyden önce
belediyeye hakim değil. Ekibindeki meclis üyeleri bağımsızlıklarını ilan etmiş.
Sokakta da durum farklı değil. Altungün'ü kendi personeli dahil tanıyan,
dikkate alan kimse yok. Liderlik vasfı yok çünkü. Bunlar utanılacak şeyler
değil kuşkusuz. Ancak insan kendi kapasitesini, bilgi, birikim ve becerisini
bilerek bir yerlere aday olmalı. Bunları hesaplamayan Altungün'ün bu
meziyetleri Kuşadası'nın bugününü olduğu kadar geleceğini karartıyor. Onun
döneminde belediyenin, bu kentin aldığını yarayı, bundan sonra gelenler
yıllarca saramayacak.
İki buçuk yıl kısa bir süre değil. Hatta Altungün yönetimine
verilen tolerans, gösterilen hoşgörü için uzun bir süre.
Üç milyon
ağaç dikeceğim diye göreve gelip, ilk iş olarak amcasının otelinin önündeki
ağaçları kesen Altungün'dür.
Uygulamaları ile adeta "Kuşadası bir yana amcam bir yana"
diyende...
Seçim
öncesi mali durumu ile bu günkü durumu tartışma konusu olan, borçlarını nasıl
hangi parayla ödedi tartışmalarına hedef olanda başkan Altungün'dür.
Kuşadası'nı
turizmin başkenti yapacağım diyerek göreve gelen, sonra Mahmut Paşa veya
Kemeraltı'na çevirende Altungün yönetimidir.
İki buçuk
yılda belediyede en fazla polis ekipleri ve müfettişleri ağırlama becerisini
gösteren, bir yardımcısını hapishaneye gönderen, bir başkasını ailecek hakim
karşısına çıkarma becerisini gösterende Altungün'dür.
Şifreli
ihale odasının mucidi, gerginlik politikalarının, bizim gibi düşünmeyen
herkesle problemimiz var anlayışının
mimarı da Alltungün'dür.
Seçildiği
günden bu yana yaptığı tek somut iş olan Güvercinli park düzenlemesini, Mars'ın
keşfi gibi sunanda o..
Denetleme
kurulu raporlarına göre ihalelerde usulsüzlük yapılması,belediyeye yapılan
alımların yüzde 80'ninin piyasa fiyatlarından yüksek olması, hizmet amaçlı iş makinelerine bir yılda 332
bin, konser ve eğlencelere 525 bin, çiçek alımına ise 470 bin harcanması,
yoksullara yüzey temizleyici top kek,
plastik tabak çatal dağıtılması da onun döneminde...
Uydukent,
Liman, Marina konusunda pazarlıkları ve tavrı tartışma konusu olan, amcasının
inşaatıyla Türkiye'nin gündemine giren, yandaşlara peşkeşle anılan da
Altüngün..
Ve daha
neler neler...
Bu iş
Altungün'e göre değil. Vatandaşlar, resmi kurumlar ve kendisi de bunun farkında. Ama bir türlü gururuna
yedirip "ben bu işi beceremiyorum, çekiliyorum" diyemiyor. O dirense
de bu devran fazla sürmeyecek. Bizden söylemesi.
Bu arada;
Kuşadası Belediye Başkanı Esat Altungün'ün finansını
sağladığı Kuşadası Ekspres Gazetesinin sahibi kalemşor Bülent Özipek, yine bize
verip veriştirmiş. Ama bu kez ahlak ve terbiye sınırlarını aşarak, işi hakaret
boyutuna vardırarak…
Yazısında
“it ürür kervan yürür” demiş.. Kuşadası'nda ürüyen birkaç köpek varsa, onlarda
senin köpeklerin Altungün. Seni eleştirenlere, yaptığın yanlışları uyaranlara
hırlayıp, havlayanlardır. Belki başkaları onları dikkate alır, ancak bizim
yıllardır uyguladığımız bir prensibimiz var. BİZ TASMANIN UCUNDAKİLERİ DEĞİL,
TASMAYI TUTANI MUHATAP ALIRIZ. Ve sana tavsiyem tasmaları biraz kısa tut. Ya da
en asli görevlerinden (en azından) birini yerine getir, köpek rehabilitasyon
merkezine kapat.
Çamur
yazının başlığında, “Devlet sana güvenmiyorsa biz niye güvenelim?” denmiş. Bana güvenip ne yapacaksınız ki;
Şifreli
odanın şifresini mi söyleyeceksiniz?
İhalelerden pay mı vereceksiniz? Doğrudan
alımlarda hep beni mi tercih edeceksiniz? Uydukent'en maaş mı bağlayacaksınız?
Nazilli Pazarında işyeri, sahilde mısır, dondurma, sahte parfüm tezgahımı
vereceksiniz? Çarşamba pazarından bana kontenjan mı ayıracaksınız. Otopark veya
temizlik ihalesini bana mı vereceksiniz? Bir iki konser, eğlence
organizasyonunu ben mi yapacağım? Baskı, matbaa işlerini bana mı
yaptıracaksınız? Bana güvenip, neye ortak edeceksin beni. Hepsi sizin
olsun. Ne siz bana güvenin, nede benim ve çocuklarımın boğazından haram lokma
girsin.
Son olarak
Altungün, eğer nasip olurda bir sonraki seçime kadar görevde kalırsan, veya bir
sonraki seçime girme şansı bulursan devletin ve vatandaşın sana güvenini test
etme şansı bulursun.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Başkanlık sana göre değil Altungün !
Altungün döneminde belediyenin, Kuşadası nın aldığını yarayı, bundan sonra gelenler yıllarca saramayacak.
Her insanın bir kapasitesi, taşıyabileceği bir yük var. Fazla yüklendiğinizde bocalar, altından kalkamaz, her şeyi eline yüzüne bulaştırır. İşte Kuşadası belediye başkanı Esat Altungün bu gün o durumda. Bırakın Turizmin amiral gemisi Kuşadası'nı, 20 haneli bir köyü yönetemeyecek bir görüntü sergiliyor. Sorunların altında eziliyor, proje üretememenin, yatırım yapamamanın, yıllarca oturmak için mücadele verdiği o koltuğun hakkını verememenin sıkıntısını yaşıyor. Beş yıllık meclis üyeliği süresince altına imza attığı bir başarısı olmayan Altungün, şimdi aynı başarıyı (!) başkanlığında sergiliyor. Onu iyi tanıyan biri olarak bunu yakından izliyorum.
Altungün, her şeyden önce belediyeye hakim değil. Ekibindeki meclis üyeleri bağımsızlıklarını ilan etmiş. Sokakta da durum farklı değil. Altungün'ü kendi personeli dahil tanıyan, dikkate alan kimse yok. Liderlik vasfı yok çünkü. Bunlar utanılacak şeyler değil kuşkusuz. Ancak insan kendi kapasitesini, bilgi, birikim ve becerisini bilerek bir yerlere aday olmalı. Bunları hesaplamayan Altungün'ün bu meziyetleri Kuşadası'nın bugününü olduğu kadar geleceğini karartıyor. Onun döneminde belediyenin, bu kentin aldığını yarayı, bundan sonra gelenler yıllarca saramayacak.
İki buçuk yıl kısa bir süre değil. Hatta Altungün yönetimine verilen tolerans, gösterilen hoşgörü için uzun bir süre.
Üç milyon ağaç dikeceğim diye göreve gelip, ilk iş olarak amcasının otelinin önündeki ağaçları kesen Altungün'dür. Uygulamaları ile adeta "Kuşadası bir yana amcam bir yana" diyende...
Seçim öncesi mali durumu ile bu günkü durumu tartışma konusu olan, borçlarını nasıl hangi parayla ödedi tartışmalarına hedef olanda başkan Altungün'dür.
Kuşadası'nı turizmin başkenti yapacağım diyerek göreve gelen, sonra Mahmut Paşa veya Kemeraltı'na çevirende Altungün yönetimidir.
İki buçuk yılda belediyede en fazla polis ekipleri ve müfettişleri ağırlama becerisini gösteren, bir yardımcısını hapishaneye gönderen, bir başkasını ailecek hakim karşısına çıkarma becerisini gösterende Altungün'dür.
Şifreli ihale odasının mucidi, gerginlik politikalarının, bizim gibi düşünmeyen herkesle problemimiz var anlayışının mimarı da Alltungün'dür.
Seçildiği günden bu yana yaptığı tek somut iş olan Güvercinli park düzenlemesini, Mars'ın keşfi gibi sunanda o..
Denetleme kurulu raporlarına göre ihalelerde usulsüzlük yapılması,belediyeye yapılan alımların yüzde 80'ninin piyasa fiyatlarından yüksek olması, hizmet amaçlı iş makinelerine bir yılda 332 bin, konser ve eğlencelere 525 bin, çiçek alımına ise 470 bin harcanması, yoksullara yüzey temizleyici top kek, plastik tabak çatal dağıtılması da onun döneminde...
Uydukent, Liman, Marina konusunda pazarlıkları ve tavrı tartışma konusu olan, amcasının inşaatıyla Türkiye'nin gündemine giren, yandaşlara peşkeşle anılan da Altüngün..
Ve daha neler neler...
Bu iş Altungün'e göre değil. Vatandaşlar, resmi kurumlar ve kendisi de bunun farkında. Ama bir türlü gururuna yedirip "ben bu işi beceremiyorum, çekiliyorum" diyemiyor. O dirense de bu devran fazla sürmeyecek. Bizden söylemesi.
Bu arada;
Kuşadası Belediye Başkanı Esat Altungün'ün finansını sağladığı Kuşadası Ekspres Gazetesinin sahibi kalemşor Bülent Özipek, yine bize verip veriştirmiş. Ama bu kez ahlak ve terbiye sınırlarını aşarak, işi hakaret boyutuna vardırarak…
Yazısında “it ürür kervan yürür” demiş.. Kuşadası'nda ürüyen birkaç köpek varsa, onlarda senin köpeklerin Altungün. Seni eleştirenlere, yaptığın yanlışları uyaranlara hırlayıp, havlayanlardır. Belki başkaları onları dikkate alır, ancak bizim yıllardır uyguladığımız bir prensibimiz var. BİZ TASMANIN UCUNDAKİLERİ DEĞİL, TASMAYI TUTANI MUHATAP ALIRIZ. Ve sana tavsiyem tasmaları biraz kısa tut. Ya da en asli görevlerinden (en azından) birini yerine getir, köpek rehabilitasyon merkezine kapat.
Çamur yazının başlığında, “Devlet sana güvenmiyorsa biz niye güvenelim?” denmiş. Bana güvenip ne yapacaksınız ki;
Şifreli odanın şifresini mi söyleyeceksiniz?
İhalelerden pay mı vereceksiniz? Doğrudan alımlarda hep beni mi tercih edeceksiniz? Uydukent'en maaş mı bağlayacaksınız? Nazilli Pazarında işyeri, sahilde mısır, dondurma, sahte parfüm tezgahımı vereceksiniz? Çarşamba pazarından bana kontenjan mı ayıracaksınız. Otopark veya temizlik ihalesini bana mı vereceksiniz? Bir iki konser, eğlence organizasyonunu ben mi yapacağım? Baskı, matbaa işlerini bana mı yaptıracaksınız? Bana güvenip, neye ortak edeceksin beni. Hepsi sizin olsun. Ne siz bana güvenin, nede benim ve çocuklarımın boğazından haram lokma girsin.Son olarak Altungün, eğer nasip olurda bir sonraki seçime kadar görevde kalırsan, veya bir sonraki seçime girme şansı bulursan devletin ve vatandaşın sana güvenini test etme şansı bulursun.
En Çok Okunan Haberler