Esat Altungün, kalemşorun Bülent Özipek kendisine sağladığın olanaklar doğrultusunda akıla mantığa sığmayan ‘çamur at izi kalsın’ kampanyasını sürdürüyor. Ancak ya kendisine verilen bilgileri iyi değerlendiremiyor, ya da bazı yaşlılarda rastlanan hafıza kaybı yaşıyor. Yazdığı her yazıda çuvallıyor. İki hafta önce bana Tarsus ile ilgili bir soru sordu. Bende “kelime oyunlarıyla beni zan altında bırakmaya çalışma yerine, ispat etmezse, kelimenin tam anlamıyla haysiyetsiz, şerefsiz, namusuzdur“ demiştim. Hala yanıt bekliyorum.
7 Eylül günü çıkardığı gazetede ise kendisinin daha büyük bir gafa imza attı. Hafızasında gerçekten bir sorun yaşadığını bir kez daha kanıtladı. Bence artık ne yazdığını kendi bile bilmiyor.
Ben kurum olarak ömrüm boyunca Ülkü ocakları ile bir sorun yaşamadım. Kalemşorun, kelimenin tam anlamıyla YALAN SÖYLÜYOR. Hiçbir konuyla ilgili, hiçbir zaman Aydın Ülkü ocakları Başkanını aramadım. Ve hiçbir zaman ülkücüler beni hiçbir masadan kaldırmadı. Görüşlerini paylaşmazsam da bir siyasi oluşuma çete veya mafya iması yapılmasına izin vermem. Kesinlikle, ama kesinlikle bunlar olmadı... Kalemşorunun sözünü ettiği stadyumdaki tabelalar ile ilgili ticari bir tartışma yaşandı. Ama bu şekilde değil. İstersen onu tüm detaylarını, o günün canlı tanıkları çok yakınındaki isimler, danışmanların veya Özipek’in suçladığı konunun muhatapları sana ve Özipek’e anlatır. Bu gün hepsi ile dostuz ve birbirimizi gördüğümüzde selamlaşıp, hal hatır soruyoruz. Siyasi değil, tamamen ticari bir anlaşmazlıktı.
Ben önceki yazılarımda “beni sustururlarsa bundan sonra Kuşadası’nda herkes susmak zorunda kalır”dedim. Ve haklılığım da bu yazıdan sonraki Özipek’in çıkardığı ilk gazetede kanıtlandı. Yerel gazetede belediyeyi eleştiren bir mahalle muhtarı Bülent Özipek’in hışımına uğradı. “İkibuçuk yılda mahallemize bir çivi bile çakılmadı” diyen muhtara “ne kaa ekmek, o kaa köfte”, “bekara karı boşamak”, “mesnetsiz iddialar, hayalci yaklaşımlar”, “her şeye at gözlüğüyle bakarlar” gibi gayet edebi ve seviyeli bir yazıyla haddini bildirdi. İşte sözünü ettiğim buydu. Beceriksiz belediye yönetimini eleştiriyorum diye haftalardır bana saldırılmasının nedeni bu.. Yarın bu yöntem belediye başkan adaylarına, sivil toplum örgütlerinin başkanlarına uygulanacak dedim, sesini çıkaran herkes bu seviye ile susturulacak, sindirilecek dedim, işte kanıtı...
O muhtara hakaret saydıracağınıza sorusunu yanıtlasanıza… Mahallesine çaktığınız varsa bir çiviyi gösterme, kendinizi anlatma yerine bu hakaret, bu sindirme operasyonları niye.. Hizmet üretmeyi beceremiyorsanız bunda vatandaşın, muhtarın suçu ne? Doğruları söyleyenlere daha ne kadar saldıracaksınız?
Bir kez daha eski günlerin hatırına uyarıyorum Altungün. Bu güne kadar birlikte olduğu herkese aynı şekilde sahip çıkan Özipek, işi bittiğinde veya daha fazlasını vereni bulduğunda seninde ipliğini pazara çıkaracak. Seçim öncesi seninle ilgili yazdıkları ile bu gün yazdıklarını şöyle bir karşılaştır. O gün geldiğinde Ekspres gazetesinin manşetlerinde bilmem hangi mafyanın, bilmem hangi terör örgütünün, bilmem hangi çıkar grubunun üyesi olacaksın çok merak ediyorum. Eğer bu yöntem başarılı olursa o gün seni savunacak kimseyi bulamayacaksın. Yapamadıklarınla bu kente verdiğin zarar yeter, bari siyasi seviye düşmesin. Bundan sende çok büyük yaralar alırsın.