Tevfik Bağcı, Tanıdığım günden bu yana solcu veya sosyal demokrat değil. Özellikle AKP cephesindeki bakanlar, milletvekilleri ile çok içli dışlı. Bir dönem Kültür ve Turizm Bakanının gayri resmi danışmanıydı. Bir çok AKP’li bakan ile tavla arkadaşlığı  bile var. Dost meclislerinde dillendirilen, otelinde konaklattığı, yatında ağırladığı isimleri saymıyorum bile.

Bu özellikleriyle AKP’den teşvik aldı, hazine arazisi kiraladı. Allah “Yürü ya kulum!” dedi. Yürüdü. Arada bazı badireler atlatsa, tökezlese de iktidar partisiyle ilişkileri yüzünden dokunulmazlık zırhına kavuştuğu konuşuldu.

Yaşadığımız seçim sürecinde Tevfik Bağcı aniden bir rota değişikliğine gitti. Yönünü CHP’ye döndürdü. Daha önce bir birilerinin ismini duyduklarında tüyleri diken diken olan Özlem Çerçioğlu ile Ömer Günel’i bir öğlen yemeğinde buluşturdu. Kasım ayı başındaki bu yemekten sonra ikili arasında  buzlar eridi.  Bağcı’nın eski avukatı CHP Genel Başkan yardımcısı Bülent Tezcan’da bu muhabbete katılınca, Ömer Günel Belediye Başkan adaylığına dolu dizgin koşmaya başladı. Hatta Ömer Günel adaylığının kesinleştiğini Bağcı’nın mimarı ile birlikte poz vererek duyurdu.

Bağcı’nın CHP Müdahalesi bu kadarla bitmedi. Günel için kesenin ağzını sonuna kadar açtığı, fon oluşturmak için çalışmalar yaptığı siyasi kulislerde dillendiriliyor. Bir gün bile merdivenlerinden çıkmadığı CHP’nin Meclis listesine bile müdahil oldu. Günel’in “Benim 1.sıra kontenjan adayımsın” dediği ismi, sırf önceki dönemlerde istediği imara ret verdiği için listeden sildirdi. Ortağı ve  müdürünü CHP listesine ilk sıralardan yazdırdı.  Özgür Batçıoğlu’nu Emniyet Müdürlüğünden istifa ettirip getirenin Bağcı olduğu bile konuşuldu. Özetle, yıllardır içli dışlı olduğu iktidar partisine, bayrak açtı.  

Bu gelişmeler, aklıma üç şey getiriyor.

Birinci olasılık, Tevfik Bağcı bir iş adamı olarak AKP’nin seçimlerde hezimete uğrayacağını düşündü. İktidar Partisinin bakanları, milletvekillerinin sağladıkları olanaklar, iktidarın rantlarının geride kaldığını gördü. Yerelde CHP saflarına katıldı. Kestirmeden “Kral öldü, yaşasın yeni kral!” diyerek rotasını sola çevirdi.

İkinci olasılık bir varsayım. Ömer Günel’in “Ben siyaseti bırakıyorum” diyerek her şeyden elini ayağını çektiği tarihler ile Tevfik Bağcı’nın Amerika ve Dominik’de  geçirdiği ayların bu sarmalda çok önemli bir yeri var. (Bu olasılık ayrı bir tahlil ve yazı konusu. )

Üçüncüsü ise Kuşadası üzerinde oynanan büyük bir senaryo var.  Ve başarıyla sahneleniyor.

Eğer AKP bu oyunun bir yerinde değilse, CHP için varını yoğunu ortaya koyan Tevfik Bağcı’yı bir yere not ettiklerine şaşırmamak gerek.

Sonucu ileriki zamanlarda yaşayarak göreceğiz.

                                   ****

Benim kişisel kanaatim ise Kuşadası açıkça “ele geçirilmeye”, “çökmeye” çalışılıyor.

Yine birileri “Kimler” diye soracak..

Yanıtım; “Bunun için müneccim olmaya gerek yok, büyük resme bakın, aktörleri, listelerdeki bazı isimleri, arkalarındaki güçleri, kaynaklarını inceleyin kim olduklarını görürsünüz.”