Aydın’da jeotermal ihale tepkisi

Resmi gazetenin 23 Temmuz tarihli sayısında Aydın’da 7 adet jeotermal işletme ruhsat sahası, 64 adet jeotermal kaynak arama ruhsat sahası, 39 adet doğal mineralli su ruhsat sahası için Aydın Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı tarafından 6-8 Ağustos tarihlerinde ihaleye çıkılacağının duyurulması tepkilere neden oldu. İl merkezi ve ilçelerde ki çevre dernek ve platformları kapsamlı bir tepki için harekete geçerken, Aydın Çevre Mücadelesi platformu (AYÇEM), “Görünürde Aydın karış, karış jeotermal işletmelere ihale ile satılacaktır” açıklaması yaptı.  Aydın CHP ve İYİ parti milletvekilleri de Aydın’ın artık bir kanser bölgesi olacağını, geri dönüşü asla mümkün olmayacak felaketlerin yaşanacağını söyledi.

                        Aydın Parsel Parsel satılıyor

Aydın’ın parsel parsel satılıp, insanlarının köleleştirilmeye çalışıldığını öne süren AYÇEM’den yapılan yazılı açıklamada; “23 Temmuz 2019 tarihli Resmî gazete ilanında Aydın’da 7 adet jeotermal işletme ruhsat sahası, 64 adet jeotermal kaynak arama ruhsat sahası, 39 adet doğal mineralli su ruhsat sahası için 6-8 Ağustos tarihlerinde ihaleye çıkılacağı duyurulmuştur. Bu duyuruya göre Aydın’daki 17 ilçenin 16’sında  ( Buharkent hariç) jeotermal işletme-kaynak ruhsat sahaları ve doğal mineralli su sahaları için jeotermal ihalesi yapılacaktır. Görünürde Aydın karış, karış jeotermal işletmelere ihale ile satılacaktır. Peki ihaleyi alan işletmeler ne yapacak derseniz. İhale ile satın aldıkları toprakların altındaki ve üstündeki tüm kaynaklara sahip olacaklar, insanlar onların topraklarında kölesi olacaktır. Bir vatan toprakları ancak bu kadar kolay elden çıkarılabilir. Bir vatan toprağının insanları ancak bu şekilde köleleştirilir. Ve bir vatan toprağının evlatları kendilerine bu toprakları miras olarak bırakan atalarına ancak bu şekilde ihanet edebilir.Ve Aydın haritasına bakılınca Aydın’da jeotermal işletmelerin çizmelerinin değmediği, bizleri ezip geçmediği Aydın toprağının kalmadığı görülmektedir”denildi.

                        İhaleler olursa Aydın kanser bölgesi ilan edilir

TBMM Adalet Komisyonu üyesi CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, Aydın’ın toplam yüz ölçümü 8 bin 116 kilometrekare olduğuna belirterek “İhaleye çıkan alanların toplamı 2 bin 760 kilometrekare. Yani Aydın’ın 3’te biri ihaleye açılmış durumda. Kuşadası, Didim gibi turizm konusunda önemli olan ilçelerin neredeyse yüzde 30’u, Kuyucak’ın yüzde 44’ü, Nazilli’nin yüzde 38’i ihaleye açılıyor. Bu işletmeler Aydın’da yaşayan vatandaşların sağlığını tamamen kaybetmesi, yetişen dünyaca ünlü tarım ürünlerinin kalitesinin düşmesi, turizmin bitmesi demektir. Bu ihaleler olur ve işletmeler açılırsa Aydın’ın artık kanser bölgesi olarak ilan edilmesi kaçınılmaz olacaktır. Bu iş tek kelimeyle Aydın’ın havasına, suyuna ve yaşam alanına ihanettir. Bu projeleri onaylayan Bakan ve Vali dahil tüm sorumlular derhal istifa etmeli, ihaleler durdurulmalıdır” diyerek proje ve ihalelerin peşini bırakmayacaklarını söyledi.

                        Geri dönüşü mümkün olmayacak felaket olacak

İYİ Parti Aydın Milletvekili Aydın Adnan Sezgin’de , ihaleleri Meclis gündemine taşıdı. Sezgin, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum tarafından yanıtlanması talebiyle TBMM Başkanlığı’na sunduğu önergede, geri döndürülmesi asla mümkün olmayan felaketlere neden olacak bu yeni ihaleler ile ilgili bürokratik ve insani sorumluluğun kim tarafından üstlenileceğinin açıklanmasını talep etti. Aydın Sezgin önergesinde, “geri döndürülmesi asla mümkün olmayan felaketlere neden olacak bu yeni ihaleler ile ilgili bürokratik sorumluluğun ötesinde, insani sorumluluğu kim üstlenecektir?” sorusuna da yer verdi.

                       Aydın valiliğinden jeotermal açıklaması

 Aydın Valiliği ise tepkiler üzerine bir açıklama yaptı. İlan edilen sahalarda tarımsal amaçlı kullanım veya sağlık turizmi potansiyelinin geliştirilmesinin hedeflendiği belirtilen açıklamada, ihaleye çıkarılan alanların daha önce ruhsatlandırıldığını, ancak jeotermal potansiyeli olmadığı için terk edilen sahalar olduğu belirtildi. “İlan edilen sahalarda tarımsal amaçlı kullanım (seracılık ) yada sağlık turizmi potansiyelinin değerlendirilmesi amaçlanmaktadır” ifadelerine yer verilen açıklama, ihaleye çıkacak alanların tarım ve turizm adı altında birilerine peşkeş çekileceği kaygılarına neden oldu.